doğru ya, dünya burası!
o gün biraz yorgundu nefesim; aklımdakiler bedenime yansımış, belimi büküyordu adeta. hür olmaktı hayalim, bir kuş kadar hür. savaştım. her şeyle herkesle he an. kaçtım. her şeyden herkesten her an. saklandım. her şeyden herkesten her an. o kadar uzun zaman geçti ki ben yok olurken her yerden; kendimi yolda bir yerde bıraktığımı fark edemedim. gün doğumunu izlemek ümidiyle kafamı göğe kaldırdım, göremez olmuşum. toprakta yalınayak koştum üşümek ümidiyle, hissedemez olmuşum. güller papatyalar aldım kendime rayiha hayaliyle, koku alamaz olmuşum. ezanı bekledim huzur umuduyla, duyamaz olmuşum. gülemez olmuşum, kendimi kaybetmişim dedim kendime. oysa daha hür de olamamıştım. üstelik kendimi de kaybetmiştim şimdi. neredesin? neden takılı kaldın bir yerlerde? yoksa oraya mı aitsin? orada mı görüyor, hissediyor, duyuyor, soluyor, yaşıyorsun? bana biraz oradan bahset; gülüyor musun yoksa ağlıyor musun, seviyor musun yoksa nefretle mi dolusun, seviliyor musun yoksa nefret mi ediliyorsun? pe...